Kentler her dönemde enformasyonun aktýðý, kullanýldýðý, üretildiði ve daðýtýldýðý merkezler olarak çalýþmýþ ve bu durumdan etkilenecek mekansal dönüþümleri de beraberinde getirmiþtir. Ancak bugün, enformasyon taþýyýcýlarýnýn niteliklerinde yaþanan dönüþümlerin etkisiyle, kentler enformasyon akýþýyla gelen her þeye eskisinden daha açýk hale gelmiþ, akýþla taþýnan enformasyon, mekanýn ve kentin üretimini, anlamýný, kullanýmýný ve hikayesini dönüþtürmüþ ve mekan enformasyon akýþýnýn özünden gelen potansiyellerle dolmaya baþlamýþtýr. Bu anlamda, günümüzde enformasyon akýþý ile mekanýn içine taþýnan potansiyellerin, mekaný eskisinden daha fazla çeþitlendirmekte, dönüþtürmekte, doldurmakta ve mekana yeni anlamlar katmakta olduðu belirtilmelidir. Bu kabuller üzerine ilerleyen bu çalýþma, potansiyellerle donatýldýðý varsayýlan ve ‘enformasyon kenti’ olarak isimlendirilen bir günümüz kentinin ortaya çýkmaya baþladýðýna iþaret ederken, bu kent üzerine kavramsal bir tartýþma baþlatmaktadýr. Çalýþmanýn amacý ise, bu yeni kent, mekanlarý ve potansiyelleri üzerine kavramsal çýkarýmlarda bulunmaktýr. Ayrýca kenti anlamaya dair yeni bir söylem kümesi yaratýp bir sözlük içerisinde toplamaktýr. Bu sözlük aracýlýðýyla ise, günümüz kentleri üzerine deðerlendirme yapýlabilecek bir zemin oluþturmak hedeflenmiþtir.

Throughout history, cities have functioned as centers where information flows, and is used, produced and distributed. However, as a result of transformations in the qualities of information transmitters, cities today are more receptive to anything that comes with the information flow. The information conveyed by the flow transforms the space and the city, and inundates the space with potentials stemming from the essence of the information flow itself. Today, the potentials carried into the space via the information flow diversify, transform, and fill the space, while constantly attributing new meanings to it. In brief, this study, in referring to the emergence of the Information City as the city of today, and assuming it to be full of potentials, brings into question the spaces of this city along with their potentials. The aim of the study is to make conceptual inferences about these new cities, their spaces and their potentials, while creating a discourse set in a new dictionary that can form the basis for an evaluation of these cities.

Abstract | Full Text PDF

TS 825 Binalarda Ýsi Yalýtým Kurallarý Standardý (zorunlu standart) Türkiye’de binalarýn ýsýtma enerjisi ihtiyaçlarýnýn hesaplanmasýnda halen kullanýlmaktadýr. Pencerelerden olan güneþ ýsýsý kazançlarý TS 825 EK-C’de verilen güneþ ýþýnýmý tablosu ile hesaplanmaktadýr. Bu standarda göre Türkiye dört farklý derece gün bölgesine ayrýlmýþ olmasýna raðmen EK-C her bölge için ayný güneþ ýþýnýmý verilerini önermektedir. Bu çalýþma EK-C tablosunun farklý derece gün bölgeleri için uygunluðunu deðerlendirmeyi amaçlamaktadýr. Bina kabuðunun düþey yüzeyleri üzerindeki saatlik güneþ ýþýnýmý deðerlerini seçilmiþ 16 þehir için hesaplamýþtýr. Her bir yerleþim yerine ait uzun yýllar günlük güneþlenme süresi verisi Devlet Meteoroloji Ýþleri Genel Müdürlüðü’nden temin edilmiþtir.
Sonuç olarak, TS 825 EK-C’de verilen güneþ ýþýnýmý tablosunun dört derece gün bölgesi için de uygun olmadýðý kanýtlanmýþtýr. Þehirler için hesaplanan güneþ ýþýnýmý deðerlerinin yatay yüzeyler için % 3.03 ve % 69.15, güney için % 0.171ve % 53.29, kuzey için % 0.25 ve % 22.15 ve doðu ve batý yönleri için % 0.60 ve % 40.42 arasýnda deðiþen önemli oranlarda farklýlýklar göstermektedir.

TTS 825 Thermal Insulation Requirements in Buildings (the obligatory standard) is still in effect and used for calculating the heating energy requirements of buildings in Turkey. The total solar heat gain through windows is calculated with the solar radiation table given in Appendix-C of TS 825. Although Turkey is divided into four different degree day regions according to this standard, Appendix-C offers the same solar radiation data for all regions. This study is aimed to investigate the appropriateness of the Appendix-C table for the different degree day regions. The hourly solar radiation on the vertical surfaces of a building envelope was calculated for 16 selected cities. Long-term sunshine duration data for each location were obtained from Turkish State Meteorological Service.
It is demonstrated that the solar radiation table given in Appendix-C of TS 825 is not appropriate for the four degree day regions. The calculated solar radiation values of the cities are considerably different from the table values, with the ratios varying between 3.03% and 69.15% for horizontal surfaces, 0.171% and 53.29% for south, 0.25% and 22.15% for north and 0.60% and 40.42% for east and west oriented surfaces.

Abstract | Full Text PDF

Bu araþtýrma, Kahramanmaraþ kent merkezinde bulunan geleneksel sivil mimari yapýlarýnýn incelenerek genel karakteristiklerini tanýmlamayý amaçlamaktadýr. Araþtýrmanýn kapsamýný Maraþ kentinin eski mahallelerinden; Ekmekçi, Gazipaþa, Kayabaþý, Kurtuluþ, Turan ve Yörükselim mahallelerinde bulunan ve tescilli kültür varlýklarý listesinde olan 50 ev oluþturmaktadýr. Geleneksel kent dokusuna ait haritalar, eski fotoðraf ve gravürler, Adana Koruma Bölge Müdürlüðü ve Kahramanmaraþ Müze Müdürlüðü’nden yapýlara ait tescil fiþleri araþtýrmanýn temel materyallerini oluþturmaktadýr. Araþtýrmada yapýlara iliþkin yazýlý ve görsel materyallerin yaný sýra yapýlarýn rölöveleri hazýrlanmýþ ve elde edilen bulgulara göre Kahramanmaraþ kentinin geleneksel sivil mimari yapýlarýnýn genel karakteristikleri tanýmlanmýþtýr. Araþtýrma sonucunda geleneksel Maraþ evlerinin biçimlenmesinde iklim, topografya gibi doðal çevre özelliklerinden sosyal ve ekonomik yapýya dek uzanan bir dizi deðiþkenin etkili olduðu tespit edilmiþtir. Bu çalýþmada ayrýca Kahramanmaraþ sivil mimari yapýlarýndan günümüze ulaþmýþ olan Gözlüklü Ali Evi ile ilgili belgeleme çalýþmasý yapýlmýþtýr. Yapý günümüz koruma ilkeleri ýþýðýnda deðerlendirilmiþ ve yapý için koruma önerileri getirilmeye çalýþýlmýþtýr. Çalýþma Kahramanmaraþ’taki sivil mimari yapýlarýn bir bölümünü tanýtmakta; yapýlarda yapýlan inceleme ve deðerlendirmeler sonucunda koruma önerileri vermektedir.

This study examined structures of traditional civil architecture in the city center of Kahramanmaras and aims to describe the general characteristics. The meaning of this study ancient neighborhoods of the city of Maras, which is registered in the list of cultural assets Ekmekçi, Gazipasa, Kayabaþý, Kurtuluþ, Turan and Yörükselim in 50 house is located in the urban. Maps of the traditional urban fabric, old photographs and engravings, Adana of Protection Regional Office and Kahramanmaras Museum Directorate registration slips structures are basic materials in this researc. Structures, as well as the study of the written and visual materials prepared plans and drawings of these structures and according to the findings of the general characteristics of the structures described in traditional civil architecture of the city of Kahramanmaras. As a result, the formation of traditional houses of Maras climate, topography features of the natural environment such as the social and economic structure has been found to be effective in a variety of variables. In this study also there is a work of documentation of Gözlüklü Ali House which arrived to our time. The house is evaluated in the light of contemporary protection principles and some preservation recommendations are given for the building. This work partly introduces civil architecture buildings of Kahramanmaraþ and gives recommendations by reason of examinations and evaluations of this houses.

Abstract | Full Text PDF

19.yüzyýl sonlarýnda Aydýn, hem Ýzmir’e baðlý bir sancak merkezi, hem de Anadolu`daki ilk demiryolu hattý ile iç bölgelerden gelen ürünleri Ýzmir limanýna aktaran önemli bir ticari merkezdir. Kurtuluþ Savaþý öncesinde nüfusu giderek artan ve kalabalýk bir sancak merkezi olan Aydýn’da, savaþ sýrasýnda yapýlarýn çoðu yýkýlýr ve yerleþim merkezi neredeyse tamamen terk edilir. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluþunun ardýndan, savaþta tahrip olan Batý Anadolu’daki diðer kentler gibi Aydýn’ý da yaþanýr hale getirmek için olaðanüstü çabalar gösterilir ve Aydýn, yeni kent planý doðrultusunda yeniden inþa edilmeye baþlanýr. Kentte az sayýdaki nüfus için dahi barýnacak saðlam yapý bulunmamasý temel sorunlardan biridir ve giderek artan nüfusun barýnmasý için yeni konutlar inþa edilmeye baþlanýr.
Bu kapsamda, çalýþma 1923 ile 1950 arasýnda Aydýn’da inþa edilen, günümüze ulaþan ve bugün kültür varlýðý olarak tescil edilen konutlarý mimari özellikleri ile tanýmlamayý, deðer, potansiyelleri, sorunlarý ile deðerlendirmeyi amaçlamaktadýr. Çalýþma 1923´den 1950’lere kadar Aydýn’daki konut mimarisine iliþkin kapsamlý bir bakýþ sunarak, son yýllarda oldukça tartýþýlan Cumhuriyet Dönemi mirasýna iliþkin tespit ve tescil sorunlarýný Aydýn konutlarý üzerinden örnekleyecektir.Ayrýca, 1923 ile 1950 arasý Aydýn’da inþa edilen ve günümüze ulaþan konutlarýn, hem yeni kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti´nin yeni yüzünü temsil eden, hem de halkýn geleneksel yaþamýný devam ettirebileceði nitelikte mimari özellikler gösterdiðini ortaya koymaktadýr.

At the end of the19th century, Aydýn was both the sanjak center and an important commercial center, whichwas connected to Izmir with the first railway line of Anatolia, through which the products of inner centers were transferred. In Aydýn, as a growing sanjak center before the Independence War, most of the structures and buildings demolished; and the sanjak center was almost completely abandoned during the War. After the foundation of the young Turkish Republic, many efforts has been made in order to rebuilt Aydýn according to new city plan, and made it viable centre. Especially, the lack of residential buildings for a small number of residents was among the basic problems in th city; and new residential buildings were constructed for the increasing number of residents.
In this context, the study aims to define the architectural characteristics, values, potentials, preservation problems of registered residential buildings, which were built between 1923 and 1950 in Aydýn. It presents a comprehensive look at the architectural characteristics of residential buildings in Aydýn; and the difficulties of identification and registration of architectural products of Turkish Republican period has been exemplified by the residential buildings in Aydýn. The study indicates that in Aydýn, the architectural characteristics of the residential buildings constructed between 1923 and 1950 represents both the new face of young Turkish Republic and the traditional living styles of public.

Abstract | Full Text PDF

Toplumlarda görülen deðiþim, insanlarýn ihtiyaçlarýný deðiþtirirken, ait olduklarý zamana göre þekillenen mekanlarý, dolayýsýyla yapýlarý da deðiþtirmekte; geçmiþteki iþlevini günümüze taþýyamayan yapýlarýn ikincil bir iþlevle hayatlarýný devam ettirebilmelerini saðlamaktadýr. Bu nedenle tarihi yapýlarda iþlev deðiþikliði özgün iþlevleri ile yaþama katýlamayan yapýlarýn yeninden iþlenlendirilerek kentsel yaþama katýlmasý ve yaþatýlmasýný saðlayan bir koruma anlayýþýdýr. Özellikle anýtsal ve tarihi sanayi yapýlarýnda ortaya çýkan iþlev deðiþikliði örnekleri, hýzlý kentleþme sonrasýnda deðiþen konut alanlarýnda kalan sivil mimari örneklerinde de karþýmýza çýkmaktadýr.Alsancak, Levanten konut yapýlarýnýn yoðun olarak bulunduðu alanlardan biridir. Hýzlý kentleþme sonrasýnda konut alanlarýnýn yer deðiþtirmesi sonucu ile bu bölgedeki tescilli yapýlar özgün konut iþlevlerini deðiþtirerek kafe, bar, iþyeri gibi yeni iþlevlere dönüþmek zorunda kalmýþtýr.
Bu yazýnýn temel amacý, iþlev deðiþikliði kavramýnýn Türkiye’deki yasal düzenlemeler ve mevcut uygulamalarý doðrultusunda tarihi yapýlara olan olumlu ve olumsuz etkilerini Alsancak Levanten evleri üzerinden tespit etmek ve bu olumsuz etkileri azaltmaya yönelik uygulamaya ve yasal düzenlemelere iliþkin öneriler geliþtirmektir.

Due to rapid change in activities of modern society, buildings parts are needed to be changed in terms of space and function to adapt different functionalities and life conditions. One of the important examples have to be seen in the historical buildings that aren’t compatible with their environments and lost the original functions, disappear in time. It is very important that the re-functioning of the historical buildings, which are the most important representative of our culture and history, are significant for protecting the architectural value, mean and the memory of the buildings. Generally, re-functioning has been seen in monumental and industrial building but due to rapid urbanization, many historical house have to change their function.Historical Levantine houses mostly reside in Alsancak, but after the rapid urbanization in 1970, many of them have to change their function to the café of bar.
The main purpose of the study is to evaluate the effect of the re-funcitoning to the historical houses in Alsancak, and propose some suggestions both re-functioning processes and legal regulation to decrease bad effects.

Abstract | Full Text PDF

Son 20 yýldýr süpermarketlerin ortaya çýkmasý ve uluslararasý düzlemde bir aða sahip olmasýnýn etkisi ile gýda perakende sektöründe hýzlý bir dönüþüm yaþanmaya baþlamýþtýr. Süpermarket zincirlerinin tedarik sistemlerinin organizasyonunda, uzmanlaþmýþ toptancýlara, kalite ve gýda güvenliði gibi konularda standartlaþmaya doðru bir deðiþim dikkati çekmektedir. Süpermarketlerin yer aldýðý tedarik zinciri modern tedarik zinciri olarak adlandýrýlmaktadýr.
Süpermarket devrimi ve küçük çiftçi üzerindeki etkileri literatürde yer bulmaktadýr. Bir grup yazar, süpermarketlerin gereksinimlerini karþýlamak küçük üretici için zor olduðu için, süpermarket tedarik zincirinden bu üreticilerin dýþlandýðýný savunmaktadýr. Buna karþýn diðer bir grup yazar, küçük için böyle bir tehdidin olmadýðýný vurgulamaktadýr.
Bu makalenin amacý, Bursa (Gürsu)’da armut tedarik zincirinde alýcý ve tedarikçi arasýndaki iliþkiyi incelemek, yapýsal ve davranýþsal gerilimleri ortaya çýkarmaktýr. Ýki tane araþtýrma sorusu bu çerçevede þu þekilde belirlenmiþtir: 1) Küçük çiftçiler modern tedarik zincirinden dýþlanmakta mýdýr? 2) Modern tedarik zincirine dahil olmak veya olmamak, çiftçileri ne þekilde etkilemektedir?

Bu çalýþmanýn temel sonuçlardan biri; Türkiye’de meyve tedarik zincirinde modern ve geleneksel olmak üzere yan yana ve iç içe iþleyen ikili bir yapý olduðudur. Bunun yanýnda çalýþmadaki diðer önemli sonuç, modern tedarik zincirinden küçük çiftçilerin dýþlanmadýðý ve her iki tedarik zincirindeki çiftçiler arasýnda belirgin bir farklýlýðýn olmadýðýdýr.

There has been transformation of the food retail sector in the last 20 years, accompanied by multi-nationalization of the supermarket sector itself. This has driven changes in the organization of procurement systems of supermarket chains, toward specialized wholesalers, and tough private quality and safety standards.
The debates on the supermarket revolution and its impact on small farmers take place in literature. One group authors defences that modern supply chains lead to the exclusion of small farmers because to meet requirements of supermarkets is hardest for them. Modern supply chains comprise the production and trade of high-value produce, usually destined for export to high-income markets or for supermarket retail. Despite that, some authors imply that there is not such a threat for small farmers.
In this context, this paper aims to examine the relationship between buyer and supplier and reveal the structural and behavioural stresses of modern supply chain in pear supply chain in Bursa (Gürsu). There are two research questions: 1) Are small farmers excluded from modern supply chains? 2) Are there differences between farmers in modern and traditional supply chains?
This paper used data collected from interviews were conducted with buyers and suppliers in fresh fruit and vegetable supply chains. Furthermore, survey was conducted with farmers in Bursa (Gürsu) to understand the characteristics of the pear supply chain.
The study has concluded that there is a dual structure which is working side by side and intertwined traditional and modern supply chain. Besides of that the other important result is that small farmers are not excluded from the modern supply chain and there are no differences between farmers in modern and traditional supply chain.

Abstract | Full Text PDF

Günümüzde mekanlarýn, iþlevsel ve estetik olmasýnýn yanýnda fizik ortam öðeleri açýsýndan kullanýcý konforuna yönelik uygun koþullarý saðlamasý gereklidir. Konfor koþullarýnýn saðlanmasý, eylemlerin zorlanmadan, yorulmadan ve uzun süre verimli bir biçimde gerçekleþtirilebilmesi açýsýndan önemlidir. Söz konusu koþullardan biri de fizik ortam öðelerinden ýþýðýn oluþturduðu aydýnlatma konusudur. Bir aydýnlatma düzeninin oluþturacaðý nicelik ve nitelik gerçekleþtirilen eylem ve kullanýcý özelliklerine göre tasarlanmalýdýr. Bu baðlamda aydýnlýðýn niceliðinin (düzeyinin) yaný sýra aydýnlýðýn niteliðiyle ilgili özellikler, ýþýðýn rengi, doðrultusu, aydýnlýðýn daðýlýmý, aydýnlýk düzeyi deðiþimleri, kamaþma vb. konular, mekandaki eylemlerin rahatça gerçekleþtirilebilmesi açýsýndan önem taþýmaktadýr. Kapalý bir mekanda yapay aydýnlatma düzeni oluþturulurken, aydýnlýðýn daðýlýmýný ve aydýnlýk düzeyi deðiþimlerini belirleyen baþlýca parametreler aydýnlatma aygýtlarýnýn konum ve ýþýk yeðinlik daðýlýmlarý, hacmin boyutlarý, iç yüzeylerin ýþýk yansýtma çarpanlarý vb. olarak sýralanabilir. Bu çalýþmada söz konusu parametrelerin, çalýþma düzlemi üzerindeki yapay aydýnlýðýn düzeyi, düzgün yayýlmýþlýðý ile aydýnlatma sisteminin kamaþma deðerlerine ve enerji kullanýmýna etkisi açýk planlý ofis örneði üzerinde incelenmiþ ve sonuçlar deðerlendirilmiþtir.

At the present day spaces should provide appropriate conditions in terms of physical environment elements in addition to being functional and aesthetic. To provide comfort conditions is important in terms of performing activities in the space without any difficulty, fatigue and loss of efficiency. Lighting issue is one of these conditions which is formed by light; the element of physical environment. The quantity and quality of a lighting scheme should be designed according to the users and activities. In this context, not only the illuminance but also specifications like colour and direction of light, distribution of the illuminance, illuminance level changes, glare, related by quality of lighting issues are important for preformation of the activities. In a lighting design, the illuminance distribution and level depends on the parameters like location and illuminance intensity distributions, dimension of space and reflectance of interior surfaces. In this paper, the effects of the these parameters to the artificial illuminance levels, uniform distribution of illuminance, glare values and energy use of lighting scheme are analysed on the case of an open plan office and the results are evaluated.

Abstract | Full Text PDF

Mimari üretim sürecinde görmeyi, mekânýn algýlanýþý ve temsilinde diðer duyulardan üstün bir konuma yerleþtiren faydacýl-estetik bakýþ açýsý literatürde “gözmerkezcilik” olarak tanýmlanmýþtýr. Ne var ki bu kavrayýþ biçimi, öznenin deneyim sürecinde mekânla kurduðu bedensel iliþkiyi, bu iliþkinin sonucunda meydana gelen bedensel hafýzayý, hareket ve zaman olgularýný dikkate almamasý nedeniyle eleþtirilmiþtir. Öznenin deneyimi sýrasýnda bedensel ve zihinsel algýya baðlý olarak mekânla kurulan etkileþim ve bütünleþme üzerinden kavranabilen dokunma olgusu, gözmerkezci paradigmadan farklý olarak, mimariyi düþünmenin, anlamlandýrmanýn ve tasarýma kaynak olabilecek baþka bir çýkýþ noktasýnýn varlýðýný iþaret etmektedir.
Bu çalýþmanýn hedefi, tasarýmda dokunma olgusunu tasarým kavramlarý üzerinden araþtýrmak, dokunsallýðýn mekânsal deneyimdeki etkilerini ortaya koymak ve temsil edilmesi, görülen ve ölçülebilen olgulara göre daha zor olan dokunma olgusunun nasýl ifade edilebileceðine yönelik bir görselleþtirme çalýþmasý sunmaktýr.
Bu kapsamda gerçekleþtirilmiþ olan alan çalýþmasýnda, tasarým sürecini duyum, malzeme ve atmosfer üzerinden þekillendirdiðinden söz eden Peter Zumthor’un tasarladýðý beþ yapý gezilerek; dokunma olgusu üzerinden incelenmiþtir. Ýnceleme sýrasýnda, mimarýn soyut ve somut tasarým öðeleri, bu öðelerin mekânda kullaným biçimleri ve mekândaki duygulaným, bedensel ölçme kullanýlarak belirlenmiþtir. Gezinin bulgularý, dokunma olgusunun temsiline iliþkin bir deneme oluþturan ve “dokunsal haritalama” adý verilen çalýþmalarla ifade edilmiþtir.
“Dokunsal daðýlým þemasý”, “malzeme-etki tablosu” ve “duyum analizlerinden” oluþan dokunsal haritalama, dokunma olgusu ve onu tanýmlayan duyum, etki, maddesellik, zihinsel çaðrýþým gibi kavramlarýn, soyut ve ulaþýlmaz kabuller deðil, tasarýma dâhil edilebilen mimari üretim araçlarý olduklarýný ortaya koymuþtur.

During and after the architectural production process the utilitarian-aesthetic perspective, that dominates the perception of spatial quality and architectural success in the West has been named Ocular-centrism. However, this point of view, which locates the vision as a dominant discourse in architectural design, has been criticized for ignoring the physical and psychological relation created between the subject and the space during the spatial experience, sensual memory, movement and time.
The Phenomenon of Touch which can be identified through the interaction between the architecture and the subject depending on the physical and cognitive perception indicates another way of thinking and interpreting the architecture and the presence of another starting point for designing.
The aim of this study is to search and describe the Phenomenon of Touch by design concepts, to present the affects of the hapticity in spatial experience on the user and to present a visualization study for this Phenomenon, which is more difficult to express as the features which can be seen and measured numerical.
For the fieldwork five buildings designed by Peter Zumthor who declares the importance of the sensation, materiality and the atmosphere in the architectural design process. During the study, Zumthor’s abstract design elements, their use in architectural space and the affect was determined using a physical measurement. The findings have been represented in “haptic mapping”. This visualization study consists of “haptic scatter chart”, “materiality- affect analysis” and “sensation analysis” showed that, the Phenomenon of Touch and concepts identify it like sensations, influence, materiality and mental associations are not abstract and inaccessible assumptions, but tools which can be included in the architectural design process.

Abstract | Full Text PDF