Urban gardens are formed by a historical accumulation of and inter-relationships among the natural, social and economic dynamics. Standing at the interface of urban and rural, they are significant urban areas providing important societal and psychological benefits for societies beyond their explicit environmental and ecological values. They also have the potential of refurbishing collectivity within communities through urban farming and agricultural production. However, these rare characteristics also make them one of the most vulnerable sections of cities today that they have been threatened with the recent and irrepressible growth of urban areas.
Urban gardens in the city of İstanbul face the challenges of cultural conservation, economic development and social inclusion in recent decades as well. Hence, they are a pertinent example to the hardships in sustaining urban gardens in the phase of the urban growth. This study focuses particularly on Yedikule Urban Gardens in Istanbul by underlining both the “destruction” and “development” sides of the story in physical, natural, economic and social contexts of change. The paper proposes a “new” planning and conservation process for the urban gardens of Istanbul. This will provide a framework for the integration of urban farming, rural production, conservation of cultural and productive landscapes and farming activities into the changing urban environments in general. This concern is also present an introductory discussion for the significance of urban green commons in Turkey.
Kent bahçeleri çeşitli doğal, toplumsal ve ekonomik dinamiklerin tarihsel birikimleri ve birbiriyle etkileşimleriyle biçimlenirler. Kırın ve kentin arayüzünü oluşturan bu nadir alanlar aynı zamanda oldukça açık olan çevresel ve ekolojik değerlerinin ötesinde toplumlar ve kentler için önemli sosyal ve psikolojik faydalara sahiptir. Yarattıkları kentsel tarım ve üretim uygulamaları süreçleriyle, kentlerdeki tekdüze “kentsel” yaşam tarzına sundukları kaçış yollarıyla topluluklar arasında birlikteliği ve ortaklıkları geliştirme potansiyeli taşımaktadırlar. Bu az görünen nitelikler, kent bahçelerini aynı zamanda kentlerin korunması en zor ve en hassas alt birimlerinden kılmaktadır. Nitekim son zamanlarda önüne geçilemez hale gelen kentsel büyüme kent bahçeleri ve insanlar arasındaki ilişkiyi tehdit etmektedir.
İstanbul’daki kent bahçeleri de son yıllarda kültürel koruma, ekonomik büyüme ve sosyal katılım gibi konularda çeşitli çelişkilerle yüzleşmektedir. Bu sebeple, yukarıda bahsi geçen kentsel büyüme gerçeği ve korumada yaşanan zorluklara uygun bir örnek teşkil ederler. Bu çalışma özelinde İstanbul’daki önemli kent bahçelerinden olan Yedikule Bostanları’nda gerçekleşen yıkım ve gelişme kavramları, mekanda yaşanan değişimin fiziksel, doğal, ekonomik ve toplumsal bağlamları içerisinde değerlendirilmektedir. Bu çalışma yaşanan kentsel değişim ve büyüme süreçlerinde kentsel tarım, kırsal üretim ve kültürel-üretken peyzaj alanlarının eklemlenmesi adına genel bir çerçeve sunmaktadır. Bu bakış açısı ayrıca Türkiye’de yeni oluşan kentsel yeşil ortaklıkların da tartışmaya açılmasını hedeflenmektedir.