In today's digital epoch, existing design interfaces are insufficient for the generation of abstract and conceptual ideas by designers in the early phases of the design process. This is despite the rapid spread and wide adoption of digital design tools and methods over the past two decades. It is obvious that traditional design tools such as sketching and physical modeling maintain their importance in modern digital design studios. This indicates a gap between the potential of digital media and its realization. This gap cannot be properly understood by merely considering it as a problem of tools and interfaces. In order to gain an holistic insight, we need to factor in the body which perceives and interacts in-the-world, through sensory-motor experiences and cognitive processes. In this study, we explore the role of embodied bodily experience on the constitution of abstract and conceptual ideas. We use both Lakoff and Johnson’s concept of “image schema” and McNeill’s classification of gestures to examine a thirty-minute case study involving two postgraduate architecture students. The aim of this study is to explore whether there are repetitive patterns in the iconic and deictic gestures during the modeling process as the participants generate spatial ideas. We aim to enrich the discussion on the role of bodily experience during architectural design and modeling by using the outcomes of this case study.
Keywords: Modeling in design, Bodily experience, Hand gestures, Embodiment, ExperienceDijital çağ olarak adlandırılan günümüzde, sayısal tasarım araçlarının ve yöntemlerinin özellikle son yirmi yılda artan bir ivmeyle yaygınlaşmasına rağmen, mevcut sayısal tasarım arayüzleri mimari tasarımın erken aşamasında tasarımcıların kavramsal ve soyut düşünce geliştirmesinde yetersiz kalmaktadır. Mimari tasarım stüdyolarında, eskiz ve maket gibi geleneksel tasarım araçlarının önemini koruduğu görülmektedir. Sayısal ortamın potansiyellerinin yeterince kullanılamaması, bir araç ya da arayüz problemi olmanın ötesindedir. Konuya daha geniş bir perspektiften, sayısal ortam kullanıcılarının “dünya içerisinde”, “bedenleri aracılığıyla”deneyimledikleri, duyu-motorsal ve bilişsel süreçlerle birlikte bakmaya ihtiyaç vardır. Bu çalışma kapsamında, somutlaşan bedensel deneyimin soyut ve kavramsal düşünce geliştirmesi üzerindeki etkisini tartışmaya açan kavram ve kuramlar irdelenmiştir. Lakoff ve Johnson’ın imaj şeması kavramı ile McNeill’in jest sınıflandırmasından yararlanılarak, iki mimarlık yüksek lisans öğrencisinin katıldığı 30 dakikalık modelleme süreci incelenmiştir. Modelleme sürecinde katılımcıların görüntüsel ve gösterimsel jestler ile uzamsal düşünce üretme süreci arasındaki etkileşimde, tekrar eden örüntüler olup olmadığının araştırılması ve deneydeki çıkarımlar üzerinden mimari tasarımda bedenin rolü konusundaki tartışmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Tasarımda modelleme, Bedensel deneyim, El jestleri, Deneyimin Somutlaşması