Since its beginnings, after caves were covered with paintings that were the extension of the mind, architecture has always been a scaled representation of the perceived and experienced earth world and universe. The aim of the present study was to determine parallel developments between imaging technologies that have made the living inner worlds in medicine seen just like the eye’s extension television glasses which made it possible to watch the conquest of the Moon live and their natural extension, visual culture and the architecture, which have been made visible to distant geographies by the same technological developments. Buildings such as the TWA Flight Center, the Space Needle, Centre Georges Pompidou, AT&T, and 1111 Lincoln Road were investigated through purposive sampling in the present study. The starting point was 1962, when relevant imaging technologies came to the fore. The aforementioned buildings, along with the Tours Aillaud and Les Espaces d’Abraxas, all reflecting different architectural styles from Expressionism, International Style and Brutalism towards Postmodernism came to the fore. And, via the relevant mass media archeological site’s finding context, the stratification processes of the shift from alphabet culture towards the image culture, which is synchronously transforming the architecture, thanks to the imaging technologies, are to be fixed.
Keywords: Visual culture, history of architecture; technology.Mimarlık, zihnin uzantısı olan duvar resimleriyle bezenmiş mağaraların ardından gelen başlangıcından bu yana, zamanına göre algılanan ve deneyimlenen dünya/yer küre ile evrenin ölçekli bir temsili olagelmiştir. Bu çalışmada, gözün uzantısı uzgöreç/TV camlarından canlı izlenebilen Ay’ın fethinden, tıptaki canlı iç dünyalara değin, uzam kavramını dönüştürmüş olan görüntüleme uygulayımları ile bunların ‘doğ-al’ bir uzantısı olan görsel ekin/kültür arasındaki koşutluklar saptanmakta, geniş açılı bir mercekle de, bu iki olguyla, kendisi de bu uygulayımlar sayesinde uzak coğrafyalarda görünür kılınmış olan mimarî arasındaki koşut dönüşümlerin bir betimlemesi sunulmaktadır. Amaçlı örnekleme yöntemiyle ele alınmış olan mimarî yapıların, siyaset ve ‘ev yönetimi/oikonomia’dan, ruhbilime değin, dönemlerine özgün yaklaşımlarla da eşzamanlılıklarının da vurgulanabileceği bu çalışmanın dördüncü boyuttaki çalışma sahasının başlangıç noktası olaraksa, Seattle Space Needle’ın (Uzay İğnesi) hizmete girdiği 1962 yılı saptanmıştır. Bu bağlamda, TWA Flight Center, Seattle Space Needle İkiz Kuleler, Pompidou Merkezi, Tours Aillaud, Les Espaces d’Abraxas, AT&T Yapısı ve 1111 Lincoln Road gibi, 1962’den günümüze değin, Dışavurumcu/İfadeci, Uluslararası Biçem ve Brutalist mimarîlerden, Çağcıl ötesi ve üstçağcıla değin farklı yaklaşımlar sergileyen çeşitli mimarî örneklerin öne çıktıkları görülmüştür. İlgili kitle basın-yayın kazıbilim buluntuları aracılığıyla da, görüntüleme uygulayımları dolayısıyla, 1962’den günümüze, aşamalı olarak abece çağından imge çağına geçişin, mimarîdeki dönüşümler ile eşzamanlı gelişen tabakalaşma süreçlerinin saptanabilmesine çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Görsel kültür, mimarlık tarihi; teknoloji.