Urban conservation has recently been held to possess a wide perspective for explicitly identifying and assessing the combination of tangible and intangible values of historic urban contexts and implicitly defining and conserving authenticity, local identity and spirit of place through the developments in assessment of values. Nevertheless, this new way of understanding and appreciating historic urban context brings new questions into the urban conservation discipline. Discourses focus on the importance of developing reliable sources for investigating authenticity, identity and spirit of place in historic urban contexts. This paper outlines a theoretical approach to the spirit of place and proposes a new source; property rights as contribution to the theory and practice of identifying and conserving the spirit of place through exploring the human experiences and the way of forming, designing and constructing the urban form.
Keywords: spirit of place, urban conservation, urban form; property rights; ownership, tangible and intangible valuesKentsel koruma disiplini yerin ruhunun korunması üzerine odaklanmakta ve yerin ruhu kavramı tarihi kentsel bağlamı meydana getiren manevi (soyut) ve maddi (somut) tüm değerlerin birlikteliği ile tanımlamaktadır. Fenomenolojik bir olgu olan yerin ruhu kavramının kentsel koruma disiplininde tanımlanması ve korunması beraberinde yeni soruları ve araştırma konularını koruma gündemine getirmektedir. Kentsel ölçekte korunması gereken değerlerin tespitinde yerin ruhunu oluşturan parametrelerin tanımlanmasında kullanılacak kaynakların neler olabileceği henüz netleşmemiş önemli bir çalışma konusudur.
Bu çalışma öncelikli olarak yerin ruhu kavramının kuramsal çerçevesini kent biçim çalışmaları, fenomenolojik araştırmalar ve kentsel koruma çalışmaları ışığında inceleyip tanımlayacaktır. Ardından, ilk olarak bu çalışmada mülkiyet haklarının yerin ruhunun tanımlanmasına yönelik kaynak olarak kullanımı sorgulanacaktır. Sonuç olarak, çalışmada mülkiyet haklarının birinci derece güvenilir kaynak olarak tarihi kentsel bağlamı oluşturan maddi (somut) ve manevi (soyut) değerlerin birlikte korunmasına katkı sağlayabileceği vurgulanmaktadır.