E-ISSN: 1309-6915
Volume : 13 Issue : 1 Year : 2024
Quick Search
An Examination of the Relationship Between Enclosed Residential Areas, Other Residences, and Public Spaces [Megaron]
Megaron. 2018; 13(1): 102-116 | DOI: 10.5505/megaron.2017.81994

An Examination of the Relationship Between Enclosed Residential Areas, Other Residences, and Public Spaces

Meryem Melis Cihan1, Müyesser Ebru Erdönmez Dinçer2
1Department of Architecture, Maltepe University Faculty of Arcihecture and Design, İstanbul, Turkey
2Department of Architecture, Yıldız Teknik University Faculty of Architecture, İstanbul, Turkey

Globalized world order and the strengthening of neo-liberal policies since the 1970s contributed to the building of enclosed residential areas in many regions of world. The evolution of transportation and communication technologies with globalization, an increase in crime and fear that accompanied rapid population growth, and the growth of polarization between social and economic classes led many people to choose a more individual, disconnected lifestyle. As a spatial reflection of that understanding, residences are often built with strict boundaries, creating fragmentation in the city and weakening the relationship between residential areas and the city. Some existing areas are enclosed, while others are designed as restricted, gated communities. Spatial and social segregation and polarization grow. This study was an exploration of designing to fostering connections between people, rather than separation, and encouraging more social interaction through public spaces, particularly in residential areas.

Keywords: Public space, dwellings; enclosed residential areas; social segregation; spatial fragmentation.

Sınırlandırılmış Konut Alanları Üzerinden Konut-Kamusal Alan İlişkilerinin Yeniden İrdelenmesi

Meryem Melis Cihan1, Müyesser Ebru Erdönmez Dinçer2
1Maltepe Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul
2Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul

Küreselleşen dünya düzeni, güçlenen neo-liberal politikalar 1970’lerden itibaren farklı zaman aralıklarında dünyanın birçok yerinde sınırlandırılmış/kapalı yerleşmeleri ortaya çıkarmıştır. Küreselleşme ile artan ulaşım ve iletişim teknolojisinin gelişimi, hızlı nüfus artışının kentteki tehlikeyi ve bu duruma duyulan korkuyu artırması, sosyal ve ekonomik sınıflar arasındaki kutuplaşmanın çoğalması ile birlikte insanlar birbirinden kopuk yaşam biçimlerini benimsemektedir. Bu anlayışın mekansal düzleme yansıması olarak konut yerleşimleri kent içerisinde parçacı, fiziksel keskin sınırları bulunduran kent ile ilişkileri zayıf yerleşimler olarak inşa edilmektedir veya eski yerleşimlerde sonradan oluşturulan sınırlarla bu hale dönüştürülmektedir. Bu haliyle sınırlandırılmış/kapalı yerleşmeler hem sosyal hem de mekansal olarak ayrışmanın, toplumsal kutuplaşmanın göstergelerindendir. Çalışmanın amacı sınırlandırılmış/kapalı yerleşimlerinin farklı bir kurgu ile, kamusal alanlar ile ilişkilerinin artırılması düzenlenmesi yoluyla kente entegre edilip edilemeyeceğini sorgulamaktır. Kamusal alanlar insanların karşılaşabileceği, birbirlerini görüp tanıyabileceği alanlar olduğundan bu kurgu içinde konut ve kamusal alan ilişkisinin iyi irdelenmesi gerekmektedir. Bu alanlar insanların birbirlerine yabancılaşmalarını önleyip kutuplaşmanın azaltılabileceği alanlar olarak düşünülmektedir. Bu şekilde de toplumsal ayrışmanın azaltılabileceği öngörülmektedir. Makalede yapılan literatür çalışması ve alan çalışması sonucunda kamusal alanlarda sosyal ilişkileri kuvvetlendirmek için dikkat edilmesi gereken kriterler ortaya konmaya çalışılmıştır. Konut alanları ve kamusal alanların aralarındaki nasıl bir ilişkinin toplumsal kutuplaşmayı azaltıp sosyal ilişkileri artırabileceği yapılan çalışma ile sorgulanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Kamusal alan, konut; sınırlandırılmış konut yerleşimleri; sosyal ve mekansal ayrışma.

Corresponding Author: Meryem Melis Cihan, Türkiye
Manuscript Language: Turkish
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Copied!
CITE